Annesi yazar Johannes Freumbichleı'in kızıdır. Bemhard, Viyana ve Seekirchen'de annesinin ailesinin yanında büyüdü. Seksenli yıllarda Viyana'da da yaşadı. Bir Değini, Mitos Yay. Bir Vazgeçiş, Mitos Yay. Bir Kurar, Mitos Yay. Bir Dışlanma, Mitos Yay. Mustafa Tüzel 'da İstanbul'da doğdu. Kaynak gösterilerek tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazüı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. Bir tıp stajı sadece karmaşık bağırsak ameliyatlarını, karın zarının kesilmesini, akciğerin çengelle tutturulmasını ve ayakların kesilmesini seyretmekten ibaret değildir, gerçekten de sadece, ölülerin gözlerini kapatmaktan ve çocukların gözlerini dünyaya açtırmaktan ibaret değildir. Bir tıp stajı sadece: kesilmiş bütün ve yarım bacakları ve kolları Asiri Kudurmuslar Seks Yapanlar üstünden emaye kaba atmak değildir. Sürekli başhekimin ve asistanın ve asistanın asistanının peşi sıra dolaşıp durmaktan, vizitenin kuyrukvaroluşundan ibaret değildir. Sahte olgularla kandır-macaya başvurmaktan da ibaret olamaz bir tıp stajı, "cerahat kanınızda kolayca kuruyup gidecek ve yeniden sağlığınıza kavuşacaksınız" dememden de. Ve başka yüzlerce yalandan da. Yalnızca "Olacak, olacak" dememden de - artık hiçbir şey olmayacağı halde. Bir tıp stajı, yalnızca kesmek ve dikmek, birleştirmek ve ayırmak Asiri Kudurmuslar Seks Yapanlar yapılan bir staj değildir. Ressam Strauch'u gözlemleme görevim, böyle ete kemiğe bürünmemiş olgular ve olasılıklarla yüzleşmeye zorluyor beni. Araştırılmamış olan bir şeyi araştırmaya. Onları, şaşırtıcı bir olasılık derecesine kadar ortaya çıkartmaya. Bir komplonun ifşa edilmesi gibi. Ve pekâlâ, ete kemiğe bürünmemiş olan, bununla ruhu kastetmiyorum, ruh olmadan ete kemiğe bürünmemiş olan, var olup olmadığını bilmediğim, ama var olmasını umduğum, bu binlerce yıllık tahmin binlerce yıllık bir hakikat olabilir; ete kemiğe bürünmemiş olanın, yani hücrelerden oluşmayanın, her şeyin ondan varolduğu şey olması, ve bunun tersinin olmaması, sadece birinin diğerinden varolmaması kesinlikle mümkün olabilir. İlk trenle yola çıktım. Dört buçuk treniyle. Sarp kayalıkların arasından. Sağımız solumuz kapkaraydı. Bindiğimde donuyordum. Sonra yavaş yavaş ısındım. Bir de, gece vardiyasından evlerine dönen kadın ve erkek işçilerin sesleri. Hemen sempatimi kazandılar. Kadınlar ve erkekler, genç ve yaşlı, ama hepsi aynı ruh hali içinde, başlarından göğüslerine, hayalarından ayaklarına kadar uykusuzlar. Erkeklerde gri takkeler, kadınlarda kırmızı başörtüleri. Bacaklarını çuha parçalarına sarmışlardı, soğuğun etkisini bir nebze azaltmanın biricik yoluydu bu. Bunların trene Sulzau'dan binen bir kar küreyiciler grubu olduğunu hemen anladım. Sanki bir ineğin karnı gibi sıcaktı: hava sanki, kalp kaslarının muazzam kasılışlarıyla insanların bedenlerinden yine aynı insanların bedenlerine pompalanıyor gibiydi. Düşünülecek gibi değil! Sırtımı vagonun duvarına yasladım. Bütün gece uyumadığım için, dalıverdim.
Sonra da Weng'e. Sıcak rüzgârdı, diye düşündüm. Anlamsız olurdu. Bütün kuralları ve bilgileri tersyüz ederdim. Bu havlama!
Copyright:
Kemal Tahir. İkisi de bir içim su olan genç hatunlar çok fena şekilde kudurmuşlar ve kendilerini sikecek adamla beraber güzelce muhabbet etmeye başlayıp bir yandan. yalnız bir hatayı düzeltmek isterim, dini seks oyunlarına araç eden bu açıklamayı yapan değildir. Nihat Genç yazdı 6 yaşındaki çocuğa dini kisve altında tecavüz edilmesinin Türk Milleti'ni büyük bir infiale sürüklemesi siyasilerin. şimdi bende diyorumki demekki kudurmuşlar. Kemal Tahir İstanbul'da doğdu. (). Gazihasanpaşa Rûştiyesi'ni bitirip girdiği. Galatasaray Lisesi'nin ikinci sınıfından ayrılarak.Ressam kapıyı çaldı ve kapıda tahta gibi uzun, zayıf bir adam belirdi. Ressamın bundan haberi olamazdı. İnsanlık suçudur. Ve benim onunla? Yalnızca aşağıdaki demiryolu bir çıkış sağlıyor. Toplum ayıbı men etmiyor. İlkönce Golling'e gelmiş. Bir Vazgeçiş, Mitos Yay. İlkbaharda yapılacak birkaç sınava hazırlanmak için, çok geçmeden eve dönmem gerektiğini söyledim. Ansızın yukarıya çekilen pencerenin tam ortasından böldüğü, ezilmiş bir kuştan akmıştı bu kan. Bir sözcük su yüzüne çıkar, mahalleler tasarlar. Becerikli olana ancak zaten her şey boşunalaştığmda geliyor sıra. Çok geçmeden kendini duvarların ardına kapatmış oluyor. Bu yüzden, sorulduğunda, konuyu kökten bir biçimde tıptan uzaklaştırmak için, hukuk okuduğumu söyleyecektim. Belki düşünmüştür ama, hiç kimse bilmiyor ki, nerede olduğumu. Oda inanılmaz bir bicimde arkasini dondu ve bende senden cok hoslaniyorum dedi. Son derece sıradan bir sinovyal kese iltihabının söz konusu olduğunu, bunun sarp geçitte yaptığı zorlu yürüyüşten kaynaklandığını hemen anladım ve ona, şişinin zararsız olduğunu, beynindeki ağrıyla, başıyla bir ilgisinin bulunmadığını söyledim. Onun yanına gidip bir şey mi sorayım, saati ya da yeri soranların bildik ve basit yöntemine mi başvurayım? Sığır etini, kendisi sipariş ettiği halde geri gönderiyor ve füme et istiyor. Aşağıdaki tren istasyonundan, endüstrinin bulunduğu ve büyük enerji santralinin inşa edildiği yerden, yukarıya, Weng'e bir şeyi taşımak, ancak yaya olarak mümkündür. İnsanlar eşlerini paylaşacaklar. Bedenin bölümleri arasında da olsa; bedendeki diğer bölümler arasında ve biriyle diğeri arasında da olsa. Bedeniniz sivrisinek zehrinin etkisiyle ateşler içinde yanmaktadır Bu durum tuhaf geldi bana, bir şimşek gibi çaktı içimde. Bu kuvvetin yüzde biriyle, adeta ikinci bir yaratıcı olurdum! Bütün çocukluğunu oluşturan kokularmış, onun çocukluğu halinde iç içe geçmişler. Neden olmasın? Erkeklerde gri takkeler, kadınlarda kırmızı başörtüleri. Gerçi hesap kitap. Ama sonra şnaps imalatçısının evi karşımıza çıkıverdi. Üstelik bir de, içindekilerin bir oraya bir buraya savrulduğu karton valizimi sürüklemem gerekiyordu peşimden. Peki, yolum onun hanına nasıl düşmüş? Bastonuyla, karın ve buzun oluşturduğu garabetleri kaçırtmış. Ne zaman?